12 Şubat 2016 Cuma

YÖNETİCİLER, YÖNETİM TARZLARINI GÖZDEN GEÇİRMELİ

Gelişmiş ülkelerin önemli özelliklerinden biri, yönetim şekilleri ile ilgili tartışmaları geride bırakmalarıdır.

Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler ise hâlâ kısır yönetim tarzı tartışmaları; ideolojik çekişme ve kamplaşmalarla zaman kaybetmekteler.

Bu günlerde yeni anayasa tartışmalarının yeniden gündeme taşındığına şahit oluyor ve yöneticilerimize şu hatırlatmada bulunmak istiyoruz.

Ülkeyi muasır medeniyet seviyesine çıkarmak niyetindeysek, öncelikle yönetim tarzımızı değiştirmemiz gerekir.

Yönetim tarzıyla kastettiğimiz “rejim” değildir.

Yöneticilerin yönetim tarzlarıdır.

Gelişmiş ülkelerde demokrasi, katılımcı yönetim tarzının bir uygulaması olarak ideal yönetim tarzı kabul edilir.

Yani yönetilenler sadece 4-5 yılda bir oy kullanıp yöneticilerini seçmekle sorumluluklarını yerine getirmiş olmuyor; seçimle yetki verdiği yöneticilerle beraber yönetime katılarak sorunların çözümünde de sorumluluk alıyor.

Yönetim bilimcilerin, “yönetişim” dedikleri bu tarzı benimseyen yöneticiler, sorumluluklarını paylaşarak yüklerini azalttıkları gibi ortak akılla yönettikleri kurum ve kitlelerle daha güçlü bir iletişim de kurmuş olurlar.

Katılımcı demokraside yönetime katılmanın birçok yolu ve yöntemi var.

Bunların en etkili olanı ise Sivil Toplum Kuruluşları yoluyla yönetime katılmaktır.

Sivil toplum kuruluşları, mensuplarından aldığı güçle kararlar alma süreçlerine katılma, kamuoyu oluşturma, kamuoyu baskısı oluşturma ve sivil itaatsizlik gibi yöntemlerle yönetime katılmış olur.

Görüş, öneri ve eleştirileri ile kamuoyunun kanaatini yönetime aktarır.

Bizim demokrasimizin topal olmasının önemli nedenlerinden biri de kamu bürokrasisinin sivil toplum kuruluşlarını muhatap alıp yönetime katmak yerine rakip görüp kapıdan içeri koymamak olsa gerek.

Oysa bu sakat yönetim anlayışı miadını doldurmuştur.

Yöneticiler başarılı olmak istiyorlarsa bunun en geçerli yolu, karar alma süreçlerine tüm paydaşlarını dahil etmekten geçiyor.

Bireysel yönetim becerisi ile bunu gerçekleştirenler var.

Ancak arzu edilen bunun kamu yönetiminin anlayışına dönüşmesidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder